Kulaklarımız, yaşamımızın önemli bir parçasıdır ve işitme kaybı, gençler arasında giderek artan bir endişe kaynağı haline gelmektedir. Doç. Dr. Akif İşlek'in uyarılarına göre, yüksek sesli müzik gibi basit nedenlerle bile 1 milyar genç işitme kaybı riski altındadır. 2050 yılında dünya genelinde işitme kaybı yaşayan insan sayısının 3 milyara ulaşması beklenmektedir. Bu gerçekler ışığında, gençler ve aileleri, kulak sağlığını korumak için bilinçli adımlar atmaya çağrılıyor.
Her yıl 3 Mart'ta kutlanan Dünya Kulak ve İşitme Günü, bu konuda farkındalığı arttırmak ve işitme kaybıyla ilgili küresel sorunlara çözüm bulmak için önemli bir fırsattır. Doç. Dr. İşlek'in vurguladığı gibi, işitme engellilerin toplumda hala yaşadığı ayrımcılık ve ön yargılar, ilerlememizi engelleyen faktörler arasında yer almaktadır.
Ülkemizdeki 'Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Programı' sayesinde, bebeklerin yaşamlarının ilk aylarında işitme sorunları tespit edilip tedaviye başlanması sağlanmaktadır. Bu programla her yıl yaklaşık 3 bin bebeğe erken tedavi ve rehabilitasyon imkânı sunulmaktadır. Erken teşhis edilen ve tedavi edilen bebekler, sağlıklı bir dil gelişimi ve zihinsel, sosyal, ruhsal açıdan sağlıklı bir gelişim süreci geçirme şansına sahip olmaktadır.
Gençlerin ve çocukların kulak sağlığına özel bir önem verilmesi gerekmektedir. Özellikle geniz eti ve bademcik büyümesi gibi durumları olan çocuklar, gürültüye maruz kalanlar ve aile geçmişinde işitme sorunları bulunan bireyler, düzenli olarak kulak kontrollerini yaptırmalı ve riskleri minimize etmek için önlemler almalıdır.
Sağlıklı bir yaşam için kulaklarımıza gereken özeni göstermek, gelecekte yaşanabilecek ciddi sorunların önüne geçmek adına büyük bir adım olacaktır. İşitme kaybının önlenebilir ve tedavi edilebilir bir sorun olduğunu unutmamak, gençlerimizin ve toplumun geleceği için sağlıklı bir adım atmak demektir. Unutmayalım ki, sağlıklı kulaklar, hayatımızın sesini duyabilmemiz için gereklidir.